8 Kasım 2007 Perşembe

FENERBAHÇE PSV EİNDHOVEN MAÇI'NIN YORUMU VE DEĞERLENDİRMESİ

Öncelikle Fenerbahçe'ye bize böyle bir akşam yaşattıkları için hepsine yönetimi olsun futbolcuları olsun bu maçın galibiyetinde emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyoruz. Bu galibiyetle Türkiyenin gururu olmayı fazlası ile hakettiler.

Fenrbahçe PSV maçında maç başlamadan önce kadrolar açıklandı. Görülen kadro'da süpriz bir isim göze çarpıyordu. Kazım Kazım (Colin Kazım). Şüphesiz herkes çok şaşırmıştı. Fenerbahçe Teknik Drektörü Zico bu futbolcuyu daha ilk onbir'de hiç sürmezken böyle kritik bir maçta ilk onbir'desahaya sürdü. İnanın ilk başta yanlış düşünmüştüm ama bunda yanıldığımın farkına maç başladığında vardım. Zico hakkında'ki görüşlerim bir anda değişti. Ben yine kahramanlık peşinde olduğunu düşünmüştüm. Ama onu çok tebrik etmek lazım demekki PSV takımını çok iyi analiz etmiş. Onu'da kutluyorum.

Maça geldiğimizde maçın ilk düdüğü ile beraber Fenerbahçe hemen üstünlüğünü ortaya koydu. Tamamen oyun'un hakimiyetini eline alan Fenerbahçe'nin ilk golü'nü Süpriz isim Colin Kazım sağ kannatta buluştuğu topu öyle sert bir şekilde ceza sahasına ortaladı ki PSV'li oyuncunun yapacağı pek fazla bir şey yoktu. Ya kendi atacatı golü yada arkasındaki Semih oda tercihini kendi yönünde kullandı. Rakip atcağına ben atim der gibi kendi kalesine topu gönderdi. Fenerbahçe'nin attığı golle durum 1 - 0 oldu. Bu golün olduğunda dakika 28'i gösteriyordu.

Fazla geçmedi bu sevinç içerisindeyken daha dakika 30 olmuştuki; İşte bir takımda Alex gibi bir oyuncu varsa her an herşey olabilir. İşte öyle bir şey oldu. PSV takımı ilk golün üzüntüsü çerisndeyken Alex sahne alıyor ve size bu üzüntü yetmez dercesine Semih'e müthiş bir ara pası çıkartıyor. Semih'kalan tek şey bu müthiş pasa aynı güzellikte cevap vermekti. Ve oda değişik bir şey yapmadı. Aynı güzellikte birinci sınıf bir golcü gibi topu filelerle buluşturdu. Semih'in attığı golle Fenerbahçe durumu 2 - 0 yaptı.

Acaba bu maçta Semih yerine Kezman olsaydı böyle birşey olabilirmiydi diye bir soru takılıyor insanın kafasına. Neyse tabi herkesin görüşü farklı. 30.dakikadan sonra aklımıza gelen şu oldu. Fener tarihi farkamı? gidecek. Ama öyle olmadı. Fenerbahçe 2 - 0 dan sonra garanti bir futbol ortaya koydu. Hata derecesi sıfır bir futbol anlayışı. Bütün futbolcular okadar çok istekliki hepsi aç kurt gibi bu maçı kazanma hırsı. İlk yarıya karşı rakibe bir pozisyon bile vermeden biten bir ilk yarı.

İkinci yarı değişen bir şey yoktu. Fenerbahçe sahada isteiğine ulaşmış rakibinin üstüne fazla gitmiyor. Adeta bir sahada kedi fare oyunu vardı. İstese bu takıma rahat fark atabilirdi. maçı en üzücü dakikası Alex'in sakatlanması idi. İlk maçtada böyle bir talihsizlik yaşamıştı Fenerbahçe. Dah maçın 15. dakikasında sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kalmıştı. Aynen ilk maçtaki gibi oyundan çıkmak zorunda kaldı. Fakat sahada öyle bir Fenerbahçe vardıki Giren oyuncu çıkan oyuncuyu hiç aratmıyyor. Yedek futbolcular bile bu maçın kazanılacağına kendilerini inandırmışlar. İşte Türk ruhu bu.

PSV takımı aradığı gol pozisyonunu inanmayacaksınız ama 83. dakikada buldu. Bir takıma bir maçta tek gol pozisyonu veren bir Fenerbahçe takımı. Şöyle bir hatırlıyorumda geçen sene takımın yıldızı olan Appiah bu sene ortalarda yok ama şu gerçek varki kim sorguluyor bunu. Appiah'ı arayan bile yok onun görevinde bulunan futbolcular bunu fazlası ile yerine getiriyor.

İşte böyle bir akşamdı dün akşam. Hakem bu maçı 90 değil 180 dakika oynatsa değişen birşey olamayacaktı. Sonuçta Fenerbahçe PSV'yi sahaya gömdü. Onlar açısından son derece önemli olan bir karşılaşmaydı. Fenerbahçe aldığı bu maçla şahsen benim görüşüm yüzde yüz gruptan çıktığını söylüyorum. Bu maçın darısı bugün akşam Galatasaray Helsinborg maçına aynı başarıyı Galatasaray'dan bekliyoruz.
Powered By Blogger